Blog Sayfasına Git

Bağışıklığınızı Düşüren Faktörleri Tanıyor Musunuz?

Genç çift açık havada koşu

Bağışıklığınızı düşüren faktörleri tanıyor musunuz?

Hemen herkes bağışıklığı güçlendirmenin yollarını arıyor ancak çevresinde bağışıklığına saldıran ve onun gardını düşüren etkenleri göz ardı ediyor. Oysa dış dünyada her gün karşılaştığımız birçok faktör, vücudun savunma mekanizması olan bağışıklık sistemine etki ederek onun zayıf düşmesine neden oluyor. Bu, bazen havası çok kuru olan kapalı ortamlar olabiliyor bazen de yediğimiz yemekler… Kimi zaman baş etmekte zorlandığımız stres kimi zaman da uykusuz geceler…

Bağışıklığı zayıflatan unsurlara baktığımızda hepsi önlenebilir ve değiştirilebilir olduğundan kişilere büyük iş düşüyor. Vücudu hastalıklara karşı koruyan, vücudun enfeksiyonlara karşı savaşmasını sağlayan bağışıklık sistemini korumak, biraz da bağışıklığın zayıflamasına yol açan faktörleri tanımaktan geçiyor. İşte, bağışıklığı zayıflatan unsurlar ve onlara karşı yapılması gerekenler…

Isıtılmış hava ve kuru odalar

Sıcaklıklar arttığında klimaları, düştüğünde ise ısıtıcıları açıyoruz. Ama içerisi rahatlayıp ısındığında veya soğuduğunda aynı zamanda bağıl nem de düşüyor. Sonuç ise oturma odalarımızda, ofislerimizde ve dinlenme salonlarımızda ısıtılmış ve kurumuş bir hava!  Bu durum bağışıklık sistemimizi olumsuz etkiler çünkü kuru hava boğaz ve burundaki mukus zarlarımızın kurumasına neden olur.

Bu durum patojenlerin vücudumuza girmesini kolaylaştırır. Aynı zamanda virüsler kuru havada daha uzun süre hayatta kalır. Amerika’da yapılan bir araştırma, insanların yüzde 20-35 bağıl nemde, yüzde 50 ve üzeri bağıl neme göre üç kat daha sık grip virüsü bulaştığını gösteriyor. Bunun için havanın nemli kalmasına özen gösterilmeli, güçlü bağışıklık mukoza zarları için günde en az 1,5-2 litre su içilmelidir.

Kalıcı stres

Stres, bağışıklık sistemimiz için en büyük yıkıcı faktörlerden biri olarak kabul edilir. Özellikle kronik stres durumunda vücut, bağışıklık sistemini baskılayan hormonları uzun süre serbest bırakır. Bu durum patojenlerin vücuda yayılmasını kolaylaştırır. Stresle baş ederek hem psikolojinizi hem de bağışıklık sisteminizi koruyabilirsiniz.

Fast food, işlenmiş gıdalar ve sağlıksız atıştırmalıklar

Maalesef tatlı ve yağlı yiyecekleri yemeyi seviyoruz. Bugün marketlerde çok çeşitli meyve ve sebzeleri bulabilmemize rağmen genellikle fast food tipi beslenmeyi seçiyoruz. Fast food, hazır ürünler sizi doyursalar da ağırlıklı olarak beyaz un, şeker, hayvansal yağlar veya karbonhidratlar gibi boş kaloriler sağlar.

Bunun yerine, renkli ve çeşitli bir tam gıda diyetine güvenin. Çünkü güçlü bir bağışıklık sistemi için C, D, B6, B12 vitaminleri ve folik asite ihtiyacımız var. Bunlar ise sebze ve meyvelerde yer alıyor. Özellikle de mevsim yeşilliklerini tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirmenin en pratik yolunu sunuyor.

Çok uzun saatler oturmak

Uzun süre oturmanın doktorlar tarafından nasıl tanımlandığını biliyor musunuz? Doktorlara göre oturmak yeni sigara içmektir. Yeni çağda insanlar günde ortalama yedi saat, ofis çalışanları neredeyse on saat oturuyor. Öte yandan, çok az hareket ediyor. Araştırmacılar, sağlık risklerini dengelemek için sekiz saatlik oturmanın ardından tam bir saatlik egzersiz yapılması gerektiğini söylüyor. Hareket ettikçe metabolizma hızlanıyor, dolaşım hızlanıyor ve bağışıklık sistemini bloke eden stres hormonları azalıyor.

Spora aşırı yüklenmek

Zayıf bir bağışıklık sisteminin sebebi sadece egzersiz eksikliği değil, çok fazla egzersiz de olabilir. Spor sırasında hücrelerimizde daha fazla serbest radikal oluşur ve bunları nötralize etmek için vücut C vitamini gibi vitaminler ile çinko ve selenyum eser elementleri kullanır. Hepsi güçlü bir bağışıklık sistemi sağlar. Bu nedenle sağlıklı bir spor dengesi, dinlenme ve doğru beslenme, bağışıklık sistemimizi zinde tutmak için çok önemlidir.

Uyku sorunları

Uyku kalitemiz doğrudan bağışıklık sistemimizle ilgilidir. Küçük bir uyku eksikliği bile bağışıklık sistemini zayıflatır ve enfeksiyonları teşvik eder. Spesifik olarak, altı saat veya daha az uyuyan kişilerin soğuk algınlığı virüsüne iyi bir gece uykusu çekenlere göre dört kattan daha fazla yakalandığını gösteren araştırmalar mevcuttur.

Alkol ve nikotin

Alkol ve sigaranın sağlık üzerindeki olumsuz etkileri, uzun zamandır bilinmekte. Özellikle de toksinler bağışıklık sistemini zayıflatır. Araştırmalar, bağışıklık hücrelerinin alkol içtikten 24 saat sonrasına kadar hala zayıfladığını açıkça gösteriyor. Nikotin ayrıca bağışıklık sistemimizin işlevini de zayıflatıyor. Beyaz kan hücrelerine saldırarak iltihabı ve enfeksiyonları teşvik ediyor.

Kalabalıklar

Kapalı bir alanda ne kadar çok insan varsa, enfekte olma olasılığı o kadar yüksektir. Sık sık enfekte olduğunuz yerlerin klasik örnekleri; kalabalık metro, açık plan ofisler veya sınıflar ve anaokullarıdır. Patojenler esas olarak hava yoluyla dağıldığından, ellerinizi sürekli yıkamak veya dezenfekte etmek yalnızca sınırlı bir anlam ifade eder.

Hapşırırken ve öksürürken, çevredeki havaya yüksek hızda girerler ve kapalı alandaki diğer insanlar tarafından solunurlar. Dolayısıyla uzak durmak iyi bir yöntemdir. Ancak her kalabalıktan kaçınılamayacağı için bazı davranışlar kendinizi korumanıza yardımcı olacaktır. Örneğin;

  • Öksüren ve hapşıran kişilerle aranızda fazladan bir metre mesafe olsun.
  • Ofisinizi veya grup olarak paylaştığınız odanızı düzenli olarak havalandırın ve odaya taze, soğuk hava girmesini sağlayın. Bu mikropları uzak tutacaktır
  • Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olduğunuzdan emin olun. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için yukarıda sıralanan etkenleri iyi değerlendirin.