Blog Sayfasına Git

Bağışıklık Sisteminin Yakın Dostu: Mikro Besinler

Sepet içinde meyve ve sebzeler

Bağışıklık sisteminin yakın dostu: Mikro Besinler

Sıcakların etkisini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz bugünlerde bağışıklık sistemimiz ne kadar güvende? Birçok insan, bağışıklık sisteminin sadece soğuklardan etkilendiğini düşünse de aslında mevsim fark etmeksizin güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacımız vardır. Sağlıklı kalabilmek içinse bağışıklık hücrelerimizin bildiğimiz faktörlerin yanı sıra doğru beslenmeye ve önemli mikro besinlere…

Hangi vitaminler ve eser elementler önemlidir, bağışıklık sisteminizi en iyi şekilde nasıl güçlendirebilirsiniz, mikro besinler ve bağışıklık sistemi arasındaki ilişki nedir? Tüm cevapları bu blog yazımızda bulabilirsiniz. İşte bağışıklık sistemi için mikro besinlerin önemi…

Bağışıklık sistemini güçlendirin, ama nasıl?

Önce iyi haber; güçlü bir bağışıklık sistemi kendisini birçok istilacıya karşı koruyabilir. Her şey en iyi şekilde çalışırsa bağışıklık sistemimiz, sorun çıkaranların vücuda girmesini en başından önleyerek çoğalmamasını sağlar. Ancak yetersiz uyku, stres, ilaç kullanımı ama hepsinden önemlisi sağlıksız beslenme ve dengesiz mikro besin dengesi bağışıklık sistemimizi zayıflatabilir.

Bağışıklık sistemini destekleyen mikro besinler

Onlarca yıldır, güçlü bir bağışıklık sistemi için C vitamini ve çinkonun tek başına çözüm olduğuna inandık. Ancak yakın bir zamanda bu iki önemli bileşenin sağlıklı bir bağışıklık sistemi için yetersiz olduğu anlaşıldı. Bağışıklık sistemini destekleyen vitaminler ve eser elementler arasında C vitamini ve çinkonun yanı sıra A vitamini, D vitamini, folik asit, B6 vitamini, B12 vitamini, demir, selenyum ve bakır bulunur.

Bağışıklık sistemindeki süreçler karmaşıktır. Bu nedenle geniş bir vitamin ve eser element tabanı önemlidir. İzole edilmiş besinler dengesizliklere yol açabilir Çünkü vitaminler ve eser elementler de ince ayarlanmış bir saat mekanizmasındaki küçük çarklar gibi birbirini destekler ve tamamlar.

Bağışıklık sisteminiz, ancak çeşitli bir beslenme programına uyarsanız ve gerekli tüm mikro besinlerle iyi beslenirseniz, istilacılara karşı kendini savunmak için mümkün olan en iyi koşullara olabilir.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için yiyin

Bağışıklığı güçlendiren bir diyet için en önemli şey doğallık ve çeşitliliktir, bunlar güncel beslenme araştırmalarının önemli bulgularıdır. Son zamanlarda yapılan bir araştırma tipik beslenme sistemine baktı ve şu sonuçları elde etti: Çok sayıda kötü yağ, çok miktarda şeker, az lif ve genellikle az sayıda mikro besin açısından zengin gıdaların karışımı, bağışıklık sistemimizin “kafasını karıştırır” ve iltihaplanmaya yol açar. Bakteriyel bir enfeksiyona benzer reaksiyonlar gösterir.

Bağışıklık sistemimize ihtiyaç duyduğu mikro besinleri sağlamamaktan tamamen ayrı olarak yanlış beslenme işte temelin çok ciddi oranda zayıf kalmasına yol açar. Bununla ilgili sorun: Savunmamız sürekli iltihaplanma ile meşgul olursa dış tehditlere karşı da kendini koruyamaz.

Çünkü genel sağlığımız, bağışıklık sistemimizin istilacılarla ne kadar iyi başa çıkabileceğini de etkiler. Obezite, kalp-damar hastalıkları gibi sağlık problemleri, bağışıklık sistemimizi zayıflattığı uzun zamandır biliniyor. Bu hastalıkların doğrudan beslenme ile ilgili olduğu da aşikâr olduğuna göre meyve, sebze, tam tahıllı ürünler ve baklagiller daha fazla tüketilmeli, işlenmiş gıdalar ve et tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Savunmayı akıllıca ve optimum şekilde güçlendirin

Günlük beslenmemizde doğru seçimleri yaptığımızda bağışıklık sistemimiz fayda sağlar. Buna gör

  • Bilim insanları günde en az beş porsiyon meyve ve sebze önermektedir. Bize sadece mikro besinler değil, aynı zamanda ikincil bitki maddeleri de sağlarlar. Vücutta A vitaminine dönüştürülen beta-karoten, kırmızı, sarı ve turuncu sebze ve kabak, portakal ve havuç gibi meyvelerde bulunur. A vitamini, bağışıklık sistemimizin ilk önemli savunma bariyeri olan sağlıklı mukoza zarlarını destekler. Savunma zaten burada davetsiz misafirleri savuşturmayı başarırsa, vücutta çoğalma şansları bile yoktur.
  • Tüketilen meyve ve sebzelerin bir kısmı salata veya çiğ sebze şeklinde çiğ olarak yenilmelidir. Oldukça az sayıda vitamin ısıya duyarlıdır. Bu nedenle ısıtılmamış taze yiyecekler bizim için önemli bir vitamin kaynağıdır.
  • Geniş mikrobesin tabanı: Bağışıklık sisteminizi C vitamini ve çinko ile sınırlamayın. Bağışıklık hücreleri, birçok kişinin düşündüğünden daha karmaşık “çalışır” ve bağışıklık sistemini destekleyen on mikro besinin tümüne bağımlıdır. Hemen hemen her adım, birbirini tamamlayan mikro besinler gerektirir. Bu nedenle geniş bir mikro besin tabanına sahip olduğunuzdan emin olun ve dengesizlikleri önlemek için mikro besin seviyenizi mümkün olduğunca yükseltin.
  • Hiçbir yiyecek tek başına gerekli tüm mikro besinleri sağlamaz. Beslenme uzmanları, mümkün olduğu kadar çok önemli maddenin tadını çıkarmak için haftada 25 farklı türde sebze ve meyve yemeyi tavsiye ediyor.
  • Değerli soğan, sarımsak ve zencefil ile yemeklerinizi zenginleştirin. İçindeki keskin maddeler antibakteriyel olarak kabul edilir.
  • Yemeklerinizi tuz yerine taze otlar ile tatlandırın çünkü çok fazla tuz bağışıklık sistemini zayıflatır. Taze otlar ise küçük miktarlarda bile diyetimizi değerli vitaminler ve eser elementlerle zenginleştirirler.
  • Besin lifi, diğer şeylerin yanı sıra iyi bağırsak bakterilerimiz için besin görevi görür. Bağışıklık hücrelerinin çoğu bağırsaklarda olduğu için sağlıklı bir bağırsak florası da bağışıklık sistemimizi belirler. Tam buğday ekmeği, karabuğday, mercimek, fasulye, inci arpa, kepekli kuskus veya yulaf ezmesi gibi kepekli tahıllar gibi her öğünde bir lif kaynağı yiyin. Sebzeler de lif sağlar. Lahana, havuç ve hindiba lif açısından özellikle zengindir. Patates ve makarna soğuduğunda oluşan dirençli nişastalar, keten tohumu, kuruyemiş ve tohum gibi iyi lif kaynaklarıdır.
  • Demir açısından zengin besinler: Özellikle kadınlar yeterince demir açısından zengin besinler yediklerinden emin olmalıdır. Demir ayrıca bağışıklık sistemini de destekler. Fındık, tohum, baklagiller ve kepekli tahılların yanı sıra bezelye, lahana, ıspanak da bulunur.
  • D Vitamini: Güneş battığında vücudumuz deride D vitamini (aslında bir hormondur) üretemez. D vitamini seviyemiz düşüyor. D vitamini bağışıklık fonksiyonunda yer aldığından, diyetimizde iyi D vitamini tedarikçilerine dikkat etmeliyiz.
  • Yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler ve kepekli tahıllar bize B6 vitamini ve folik asit sağlar. Nispeten bilinmeyen ve bu nedenle savunmamız için haksız yere hafife alınan iki vitamin olduğu için bol bol tüketmekte fayda var.
  • Şekeri, hazır yiyecekleri ve tuzu en aza indirmelisiniz. Hayvansal gıdaları azaltmak, en iyi kaliteye ve hasata dikkat etmek en iyisidir. Ayrıca alkol ve nikotinin bağışıklık sistemini zayıflattığı da kanıtlanmıştır.

 

Bu nedenle, bağışıklık sistemimiz için, mümkün olduğunca doğal ve tek taraflı olmayan, çeşitli bir belenme önemlidir. Bu yüzden çeşitliliğe odaklanın ve sağlıklı kalın!