Blog Sayfasına Git

İçindeki Doktoru Keşfetmenin Tam Zamanı

shutterstock 2073717860 scaled

İçindeki doktoru keşfetmenin tam zamanı

En iyi ilaç kendi içimizdedir, en iyi doktor ise kendimiz ta kendisi…  Üstelik sadede doğru beslenme, rahatlama ve biraz egzersiz ile içsel iyileştirme gücümüzü güçlendirebiliriz. Her birimizin kendi kendini iyileştirme güçleri vardır, en önemlisi de bunlar birer mucize değildir. Vücudumuz sürekli kendini onarır ve her saniye yeniler. Enzimler, kusurlu genetik materyaldeki hasarı onarır, hücreler bölünür ve kirleticiler elimine edilir. Bütün bunlar bizim tarafımızdan herhangi bir işlem yapılmadan gerçekleşir.

Bazen vücudumuzun kendi kendine iyileşmesini bile izleyebiliriz. Örneğin, parmağımızı kesmişsek ilgili yer kanar ve bir süre sonra yara kapanır ve birkaç gün sonra tamamen iyileşir. Bu süreci hızlandırmak ve kendinin doktoru olmak için bazı ipuçlarını izlemekte ise büyük yarar vardır. İşte kendinin doktoru olmak için doğru ipuçları…

İlaç tedavi eder, doğa iyileştirir

Hipokrat tarafından zaten aktarılmıştır: En etkili ilaç, her birimizin içinde bulunan doğal iyileştirme gücüdür. Bu, her hastalığın yenilebileceği anlamına gelmez ancak birçok insan kendi vücudumuzun neler yapabileceğini hafife alır. Ama hikâye çok başka…

Stresi azaltmak, kendi kendini iyileştirme için bir ön koşuldur

Doktorlar artık zihin ve bedenin nasıl bağlantılı olduğunu daha iyi anlıyorlar. Örneğin, sürekli stres altında olan kişilerin üşütme olasılığı çok daha yüksektir. Bu, psikonöroimmünolojinin yeni araştırma alanındaki çalışmalarla kanıtlanmıştır. Sürekli kaygı ve endişeden mustarip kişiler de hastalığa daha yatkındır Tersine, iyimser ve dengeli insanların memnuniyetinin buna karşı koruduğu kanıtlanmıştır. İyi bir sosyal ağ, aynı zamanda, bağlayıcı hormon oksitosin stres hormonlarının salınımını yavaşlattığı için stres toleransımızı da artırır.

Plasebo araştırması; beklenti, umut ve inanç gibi zihinsel süreçlerin beynimizde endorfin ve dopamin salgıladığını göstermiştir. Endorfinler vücudun kendi ağrı kesicileri olarak bilinirken mutluluk hormonu olan dopamin ruh halimizi kontrol eder. İç yaşamımızla fiziksel süreçleri etkileyebiliriz. Hem olumsuz hem de olumlu anlamda…

Hücreler sayesinde kendimizi onarma kapasitesini içimizde taşıyoruz

Kendi kendini iyileştirme ilkesi, tüm hücrelerimizin temel yasasıdır. Her saniye yaklaşık 50 milyon hücremiz ölüyor ve aynı anda bir o kadar da yenisi yaratılıyor. Esas olarak sürekli yenilenmeleri nedeniyle hücrelerimiz ve dolayısıyla vücudumuz bozulmadan kalıyor. Her hücre kendi başına pek bir şey yapamaz sadece kombinasyon halinde çalışırlar.

Örneğin, solunum yolundaki hücreler egzoz gazlarından gelen zararlı maddelerle karşılaşırsa, daha fazla hasarı önlemek için bir dizi metabolik süreç başlar. Enzimler, proteinler ve hücreler birbirleriyle mükemmel bir şekilde koordine edilmiştir ve bunlar beslenmemiz yoluyla etkilenebilirler. Çünkü vücudumuz, hücrelerimizin çalışması için ihtiyaç duyduğu maddelerle ne kadar iyi beslenirse o kadar iyi çalışır.

Hücreler dengeli beslenmeyi sever

Hücrelerimizi zinde tutmak için onları iyi beslemeliyiz. Bazı vitaminler ve eser elementler yüzlerce metabolik süreç üzerinde etkilidir. Çinko; çok sayıda enzimin, hormonun ve reseptörün bir bileşenidir ve hücre bölünmesi sırasında nükleik asitlerimizin oluşumunda rol oynar. Hücrelerimizin de hücre bölünmesinde rolü olan demir ve magnezyuma ihtiyacı vardır. Magnezyum ayrıca normal enerji metabolizmasına katkıda bulunan yaklaşık 300 enzimi aktive eder. Antioksidanlar, UV radyasyonu ve çevresel toksinlerin neden olduğu serbest radikallerle savaşır. Antioksidanlar, E vitamini ve C vitamini içerir.

Üç faktörün etkileşimi ile doktoru harekete geçirin

Artık birçok doktor, kendi kendini iyileştirme güçlerini bir alternatif olarak değil, tıbbın ayrılmaz bir parçası olarak görmeyi savunuyor.  Buna göre bütünsel tıp, bir yandan ve her şeyden önce sağlığımız için kendimizin neler yapabileceğine dayanıyor. İkinci adımda kendi kendini iyileştirme güçleri sınırlarına ulaştığında takviye yapan doktor yer alıyor. Üçüncü sırada ise ilaçsız mümkün olmayan durumlarda tamamen ilaç tedavisi geliyor. Bu nedenle iç doktorunuzun tavsiyelerini daha sık dinleyin. Bizim için gerçekten neyin iyi olduğuna dikkat etmeyi öğrenirsek, vücudumuzu güçlendirmek ve korumak için zaten büyük bir adım atılmış demektir.

Yemek yememek de harika bir ilaç olabilir

2016 yılında Oshumi, hücrelerde otofajiye yol açan genleri keşfettiği için Nobel Ödülü’nü aldı. Otofaji, hücrelerimizde açlıkla harekete geçirilen bir temizleme mekanizmasıdır. Eski ve kısmen hasar görmüş “hücresel atık” çıkarılır ve geri dönüştürülür. Hücrelerimiz bunu kendilerini temizlemek için kullanır.

Yemekten tamamen vazgeçmemize bile gerek yok. Daha kısa oruç süreleri bile çok şey getirir. Aralıklı oruç, başlamak için iyi bir tercihtir. Özellikle günde sadece birkaç saat yemek atlarsanız ve oruç döneminin çoğunda uyursanız iyi olur. Aralıklı orucun en bilinen biçiminde 16 saat yemek yemezsiniz ve sekiz saat yemek yemenize izin verilir. İşin püf noktası, oruç evresinin yatmadan önce gerçekleşmesidir.

Örneğin, ertesi gün akşam 8’den akşam 12’ye kadar oruç tutarsınız, bu da kahvaltıyı atladığınız anlamına gelir. 12:00- 20:00 saatleri arasında istediğinizi yiyebilirsiniz. Tabii ki, akşam yemeği olmadan yapacağınız şekilde de dahil olmak üzere, aşamaların sırasını istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz. Her durumda, 16 saatlik bir günlük açlık evresi vardır ki bu vücudumuzun yenilenebileceği faydalı bir iyileşme evresidir.

Günlük yaşam için son birkaç ipucu

Birkaç dakika ara: Kortizol gibi stres hormonları sağlığımızı olumsuz etkiler. Yoga veya meditasyon bu stresi kapatmamıza yardımcı olabilir. Kendinize her gün 5 ila 10 dakikalık kısa bir dinlenme molası verin.

İyi uykular: Hücrelerimiz özellikle geceleri yenilenir. Hafta içi yeterince uyumuyorsanız, hafta sonları birkaç saatlik uyku ile iyi bir kalite yakalamalısınız.

Günde 10.000 adım: Hareket, kan dolaşımını ve dolayısıyla hücrelerimize oksijen verilmesini artırır. Yorucu bir dayanıklılık koşusu olmak zorunda değildir. 20 dakikalık bir yürüyüş bile sağlığımız için değerlidir.