Blog Sayfasına Git

Kahve Dışındaki En Doğal Uyarıcılar

shutterstock 1049157986 scaled

Kahve dışındaki en doğal uyarıcılar

Sabahları düzgün bir şekilde uyanmazsanız ve öğle yemeğinden sonra gün ortası yorgunluğu başlarsa çoğu zaman yorgunluğunuzu atmak için hemen kahve yönelirsiniz. Kahve, siyah ve yeşil çay, yorgunluğumuzu geçici olarak hafifleten kafein veya tein içerir. Ancak etkisi geçerse yorgunluk yeniden tüm gücüyle üzerimize çöker ve bir sonraki içeceğe ihtiyaç duyulur. Bununla birlikte, yorgunluğu uzaklaştıran ve daha fazla düşük seviyelere düşmemize izin vermeyen başka birçok doğal uyarıcı da vardır. İşte, kahve dışındaki doğal uyarıcılar…

Lezzetli bir uyarıcı; muz

Muzlar sadece sağlıklı ve lezzetli değil, aynı zamanda inanılmaz derecede pratiktir. Her yere götürülebilirler ve bize değerli karbonhidratlar, magnezyum ve folik asit sağlarlar. Bu, metabolizmamız üzerinde canlandırıcı bir etkiye sahip olan kırmızı kan hücrelerinin oluşumunu uyarır. Muz ayrıca beynimizin serotonin hormonuna dönüştürebildiği amino asit triptofan içerir. Sonuç ise iyi bir ruh halidir!

Biber, zencefil, greyfurt

Ekşi veya sıcak olsun, her ikisinin de dolaşımımızı uyarıcı ve uyarıcı etkisi vardır. Öğle yemeğinde yiyeceğiniz biber, taze greyfurt veya taze zencefil suyuyla yapılan bir tatlı oldukça canlandırıcıdır. Her üç gıda da metabolizmayı uyarır ve dolaşımın tekrar çalışmasını sağlar.

Çoğu kişi zencefilin nasıl daha lezzetli kullanılacağını bilmeyebilir. Bu noktada doğal ve canlandırıcı bir zencefil suyu için, bir veya iki santimetrelik bir zencefil parçasını soyun, kökünü ince dilimler halinde kesin ve bir bardağa sıcak su dökün. Demlenmesine izin verin ve sağlıklı “uyandır beni iksiri” hazır. Kahve, çay ve kahveye mükemmel bir alternatif olan zencefil suyunu mutlaka deneyin.

Avuç avuç fındık

Fındık, magnezyum gibi birçok mikro besin ve doymamış yağ asitleri ve proteinler şeklinde enerji sağlar. Kan şekeri seviyesi aniden en dip seviyelere düşerse, mükemmel bir ara öğün olabilir. Enerjiyle birlikte ek güç verir ve konsantrasyonu destekler.

Gerçek bir mucize; C vitamini

C vitamini sadece bağışıklık sistemimiz için kritik bir öneme sahip olmasıyla fark yaratmaz aynı zamanda kafein gibi vücudumuz üzerinde canlandırıcı bir etkiye sahiptir. Norepinefrin üretimimizi ve dolayısıyla metabolizmayı ve konsantrasyonu uyarır. Bir dahaki sefere kıştan sıkıldığınızda, C vitamini desteği alabilirsiniz.

Bol bol su

Su bizim yaşam iksirimizdir. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 70’i hatta beynimizin yüzde 80’i sudan oluşuyor. Dolayısıyla sadece yüzde 2’lik bir su eksikliği, konsantrasyon kaybı, düşük fiziksel performans, baş ağrısı ve yorgunluk gibi semptomlara yol açar. Çözüm genellikle çok açıktır; yeterli su alımı ile düzenli bir içme ritmi! Vücut ağırlığının kilogramı başına 30 mililitre su, günlük minimum su miktarının iyi bir ölçüsüdür.

Işığın içeri girmesine izin ver

Kış mevsiminde yaşanan sürekli yorgunluğun temel nedeni, günlerin kısa ve karanlık olmasından kaynaklanan melatonin fazlalığıdır. Vücudumuzun daha az melatonin üretmesi için dışarıdan gelen ışıklara ihtiyacımız var.

İlkbahar ve yaz aylarında sabahları zinde olmamızı sağlayan ve melatonin üretimini durduran güneşimizdir. Kışın, güneş nadiren çıktığında vücut bu sinyali almaz. Ancak yine de dışarı çıkıp panjurları açmak yardımcı olabilir, çünkü bulutlu bir günde bile dışarıdaki parlaklık odalarımızdan kat kat daha fazladır. Hava soğuk ve ıslak olsa bile temiz hava almak için iki kez dışarı çıkmaya değer.

Biraz temiz hava alın

Dışarıda, bizi doğal bir uyarıcı olarak çeken sadece ışık değil, aynı zamanda bol miktarda taze oksijendir. Kışın genellikle serinletici olan soğuk hava, vücuda yeni oksijen sağlar ve solunum yollarını nemlendirir. Taze oksijen vücuda dağılır ve daha sonra tekrar daha iyi konsantre olabilmemizi sağlar. Bu nedenle, öğle yemeğinden sonra yorulursanız, temiz havada kısa bir yürüyüş yardımcı olacaktır.

Daha fazla hareket edin

Aynı pozisyonda ne kadar uzun süre kalırsak- örneğin ofis koltuğunda- yorgunluk o kadar hızlı başlar. E-posta yoluyla iletişim kurmaktan daha sık olarak kalkın, gerinin ve iş arkadaşlarınızı masalarında birebir ziyaret edin. Çünkü kaslarımız hareket eder etmez dolaşımımız başlar, kan dolaşımı canlanır ve beynimiz de bir değişiklikten mutlu olur.

Çeşitlilik ve molalar önemlidir

Bir göreve ne kadar uzun süre konsantre olursak veya bir görev ne kadar monotonsa, beynimiz o kadar çeşitlilik arar. Tekdüzelikten çıkmak ve kısa bir süre için bile olsa dikkatinizi başka bir şeye çevirmek gerçek bir canlanma olabilir. Çünkü yeni izlenimler beynimizi meşgul eder ve konsantrasyonumuz otomatik olarak artar.

Yorulduğunuzu veya dikkatinizi kaybettiğinizi fark ettiğinizde ise beyninize bir mola verin. Dışarı çıkın, koltuk değiştirin veya alakasız bir konu hakkında biriyle konuşun.

Kokuların götürdüğü yere gidin

Esansiyel yağlar rahatlamak için kullanıldığı gibi, bize tazelik hissi de verebilirler. Bunun için limon, biberiye veya nane kokuları en uygunudur. Şakaklarınıza bir veya iki damla uygulayın. Uyarıcı kokusu sürekli burnunuza gelir ve canlandırıcı bir etkiye sahiptir.

Gülmek sizi uyandırır

İçten bir şekilde güldüğümüzde yüzümüzdeki ve karnımızdaki 130’dan fazla kas devreye girer. Bu etkileşim, vücudu uyarır. Güldüğünüzde mutluluk hormonları da salınır. Bu sayede gülmek bizi sadece zinde ve uyanık tutmakla kalmaz, aynı zamanda iyi bir ruh haline de sokar.

En iyi uyandırma servisi nedir?

Yeterli gece uykusudur. Çünkü sabah dinç ve dinç uyanırsanız gün içinde daha az yorulur ve daha iyi konsantre olursunuz. Yeterince uyumadıysanız, 20 dakikalık kısa bir şekerleme yardımcı olacaktır. Ancak uyku-uyanıklık döngüsünü bozmamak için öğleden sonra çok geç uyumamaya özen gösterin. Bunun ve dinlendirici bir uyku için, hafta sonları bile her zaman aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak en iyisidir.